TEMİZ GIDA TEMİZ NESİL
Muhterem Müslümanlar!
Allah Resûlü (s.a.s), bir gün ashabına ve onların
şahsında bütün insanlığa şöyle seslendi: Ey insanlar!
Allah Teâlâ temizdir, ancak temiz olanı kabul eder.
Allah, Peygamberlerine emrettiği şeyleri
müminlere de emretti. Peygamber Efendimiz bu
sözlerinin ardından şu âyeti okudu: Ey
Peygamberler! Temiz olan şeylerden yiyin, güzel
işler yapın. Ben sizin yaptıklarınızı hakkıyla
bilmekteyim.1
Allah Resûlü (s.a.s) konuşmasına devam ederek,ashabına bir adamın halini anlattı. Bu adam uzun
yolculuklar yapmış, üstü başı toz toprak içinde kalmış,ellerini göğe açmış Yâ Rab, yâ Rab! diye
yalvarıyordu. Sonra Peygamber Efendimiz şöyle
buyurdu: Fakat onun yediği haram, içtiği haram,giydiği haram, gıdası haram idi. Peki, böyle
birisinin duası nasıl kabul edilsin?
Kıymetli Müminler!
Yerlerin ve göklerin sahibi olan Allah, uçsuz
bucaksız bir kâinat ve bu kâinat içinde insanın
hayatını devam ettirmesine uygun bir dünya var etti.
Tatlı ve latif sularla, bin bir çeşit leziz yiyecekle
çevremizi donattı. Ekinlerin yetiştiği arazileri, meyve
bahçelerini, onları büyüten güneşi ve yağmuru lütfetti.
Her biri ayrı güzel ve birbirinden değerli nice varlığı
insanın emrine amade kıldı. Sonra da kullarından
seçici davranmalarını isteyerek şöyle buyurdu:
Allahın size verdiği helâl ve temiz rızıklardan
yiyin ve iman etmiş olduğunuz Allahın
yasaklarından sakının.
3
Ancak insanoğlu, çoğu zaman Rabbinin verdiği
nimetlerden istifade edip yeryüzünü ıslah etmek ve
iyiliği çoğaltmak yerine, fesat çıkarıp kendisine ve dünya evine zarar verdi. Şehir hayatının, lüks ve
konforun cazibesi karşısında ziraatı, doğal hayatı,dengeli yaşamı terk etti. Kimi zaman tohumların
genetiğini bozarak, kimi zaman kimyasal ve yapay
ürünlerle tabiatı zehirleyerek tertemiz nimetlere yazık
etti. Halbuki toprağımıza, ürünümüze, el emeğimize
sahip çıkmak hepimizin vazifesiydi.
İnsanoğlu Sakın dengeyi bozmayın ilahi
uyarısına riayet etmeyerek kendi elleriyle toprağı,havayı ve suyu kirletti. Maddi menfaatlere aldanarak,kendisi dışındaki varlıklara ve gelecek nesillere karşı
da sorumlu olduğunu unuttu. Oysaki Allah Teâlâ, bizi
şöyle uyarmıştı: Düzene sokulduktan sonra
yeryüzünde bozgunculuk yapmayın
Aziz Müminler!
Bir toplumda maddi ve manevi tahribat gıdanın
bozulmasıyla başlar. Helal haram duyarsızlığı,insanlarda bir bilinç kirlenmesine dönüşür. Ahlaki ve
insani değerler göz ardı edilince, yenilip içilenler,üretilip tüketilenler fayda yerine zarar verir.
Nihayetinde toplumsal bir yozlaşma gerçekleşir;küçücük dimağların ve gencecik yavruların fıtratı
bozulur. Sevginin, saygının ve hoşgörünün tükendiği,kötülüğün, hayâsızlığın ve adaletsizliğin çoğaldığı bir
ortam oluşur. Nitekim Cenâb-ı Hak, münafık
şahsiyetinden bahisle, O, senin yanından ayrılınca
yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekini ve nesli
yok etmeye çalışır. Allah ise bozgunculuğu
sevmez
6
buyurmuştur. O halde, dünya üzerinde
huzuru ve barışı yok etmek isteyenler, ekini ve nesli
ifsat etmek için çaba göstermektedir. Müminler için
bu ayet hem bir uyarı hem de temiz bir gıda ve nezih
bir nesil inşa etmeye davettir.
Değerli Müslümanlar!
Her söz ve davranışımız gibi, her lokmamızın da
hayatımızda derin tesiri vardır. İnsan ne yediğine ve
ailesine, sevdiklerine ne yedirdiğine dikkat etmekle
mükelleftir. Bu dünya bize, biz de birbirimize
emanetiz. O halde sorumluluğumuzun farkına varalım;ölçülü ve ahlaklı bir hayatı benimseyelim. Helal
kazancın, temiz üretimin, dengeli tüketimin ve sağlıklı
nesillerin gayreti içinde olalım.
02.11.2018 12:37:00