"Kuyrukçu sisteme son veren bir hastanedir"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15-20 yıl önce, 30 yıl önce o günleri hatırlıyorum. Ana muhalefetin başındaki zatın SSK'nın başında olduğu zamanı hatırlıyorum. Sağlam girersiniz hastaneden ne yazık ki sakat çıkarsınız. O günleri hatırlıyorum. Afedersiniz ne banyo ne tuvalet. Bunların olmadığı günleri hatırlıyorum, çünkü bunların zihniyeti kirli. Hastane mi görmek istiyorsun şimdi? Gel Mersin'e gör. Git Yozgat'a gör. Git 81 vilayetin hepsini gör. 40 metrekarelik, 252 adedi çift kişilik odalar var. 65 metrekarelik, 21 adet suit oda olmak üzere hastanemiz bu şekilde modern bir projedir. Toplamda bin 300 yatak var. 51 ameliyathanesi var. 210 yoğun bakım ünitesi var. Bunlar yoktu. Bu bir ilk. 230 polikliniği var. Kuyruklarda falan sizleri inşallah sağlık sistemimiz bu reformla bekletmeyecek, çünkü bu hastane kuyrukçu sisteme son veren bir hastanedir. En ileri teşhis ve tedavi teknolojilerine sahip cihazları, gelişmiş laboratuvarları ile vatandaşlarımıza hizmet verecektir. Altında 4 bin araçlık otopark var. Bin 200 güvenlik kamerası var. 13 yemekhane, 3 restoran, kablosuz internet, mescitler. Hastanemiz herkesi memnun edecek bir altyapıya sahip. Mersin Şehir Hastanemizle 3 hastanemizin yatırım bedeli 716 milyon liradır" ifadelerini kullandı.
Sağlık hizmetlerinin hem sistem hem kalite olarak ABD ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın her yerinden katbekat üstün olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, doktor ve hemşire sayısında eksiklikler olduğunu, tıp fakültelerinde yetişen doktor ve hemşirelerle bu eksikliğin de yakın zamanda giderileceğini açıkladı. ABD'nin eski Başkanı Barack Obama'nın da Türkiye'deki sağlık sisteminin küçük bir modelini ülkesinde uygulamak istediğini ancak reformları hayata geçiremediğini söyleyen Erdoğan, "Yaşı özellikle 40'ın üzerinde olanlar eski Türkiye'yi, o dönemin hastanelerini, kıt imkanlarını çok iyi bilirler. O sisteme evet mi hayır mı? Olay bu kadar basit. Hastane bulsanız doktor bulamazdınız. Doktor bulsanız cihaz bulamazdınız. 1 yıl sonraya röntgen, ilaç. Alamazsın. Doktor 5 ilaç yazar, 2'si var, 3'ü yok. İlaç bulsanız para bulamazdınız. Bırakın tedavi olmayı, sağlam girenin hasta çıktığı sağlık düzeni vardı. Türkiye'nin nereden nereye gittiğini merak edenler vatandaşlarımızla gitsin konuşsunlar. Marmaray projemizi duydunuz değil mi? Ardından Avrasya Tüneli'ni açtık. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açtık. Körfez geçişinde Osman Gazi Köprüsü'nü açtık. İnşallah şimdi de Çanakkale 18 Mart Köprüsü'nün temeli 18 Mart'ta atılacak ve inşallah yakın zamanda Çukurova Havalimanı'nın da açılışını 2018'de Allah'ın izniyle yapacağız. Hedef Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapmak. Ve en münevver ülkeler arasına sokma hedefimize 2023 yılına kadar ulaştırmakta kararlıyız. Parlamento 'evet' dedi millet de maşallah 'evet' diyor" şeklinde konuştu.
Mersin Şehir Hastanesinin çevresindeki düzenlemeler ve açılışı gerçekleştirilen diğer yatırımlar için Mersin Büyükşehir Belediyesine de teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uyumlu çalışmaların önemine vurgu yaptı.
"1980 darbesinin maliyetini hala ödüyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin 200 yılının sürekli çalkantılarla ve arayışlarla geçtiğini hatırlatarak, bedel ödeyenin hep millet olduğunu kaydetti. Osmanlı'nın koskoca coğrafyaları kaybederken milletin hep bedeller ödediğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"60-70 yılımıza baktığımızda bu hakikati görebiliriz. 1950'li yıllarda rahmetli Menderes ve arkadaşlarının ülkemizi getirdiği yere bakın bir de 1960 darbesinden sonra kendimizi bulduğumuz yere bakın. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abazası, Boşnağı, Arnavudu, bizi böldüler, parçaladılar. Ben sizleri Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abazası, Boşnağı, Romanıyla ayırt ederek değil. Yaradandan ötürü sevdim. Çünkü bize ayrımcılık yakışmaz. Bugün cumayı kıldığım camide Mersin Müftümüz'ün hakikaten güzel bir hutbesi vardı. Ve orada bir ana başlık önemliydi. Şu veya bu mezheple böyle bir ayrımcılık bizde olamaz. Bunların hepsi bir yorumdur. Biz İslam milletindeniz. Ve bizim kaynağımız, menşeimiz Hz. Adem ile Hz. Havva'dır. Oradan geliyoruz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. 80 darbesinin Türkiye'ye olan maliyetini hala ödüyoruz. 1994 krizi, 1997 post modern darbesi, 2001 krizi milli iradenin yerine Cumhurbaşkanı'nın da yargıya ordudan sermayeye kadar vesayet güçlerinin ikamet ettiği dönemlerden çıkmıştır. Bedeli hep millet ödemiştir. Sahibi olmadığı her dönemde aynı sancıları yaşadık. 14 yılda biz de bu sıkıntılarla defalarca karşılaştık. Ülkenin seçilmiş hükümetini, seçilmiş bakanlarını, seçilmiş milletvekillerini hiçe sayarak kendi çıkarlarını dayatmak isteyenlere karşı yıllarca mücadele ettik. 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçimini hatırlayın. Meclisin iradesine karşı dönemin cumhurbaşkanını ve yargısını arkalarına alarak 367 garabeti ortaya sürenlerin kimler olduğunu biliyorsunuz. Meşru hükümeti devirmek için gayret sarfedenleri biliyorsunuz değil mi? Onlar yine işbaşında ama başaramayacaklar. Çünkü karşılarında millet var. ve bu millet buna fırsat vermeyecek."
"Pensilvanya ile Kandil-İmralı birleşti"
Meşru hükümete karşı işbaşındaki güçlerin amaçlarında başarılı olamayınca 17-25 Aralık, FETÖ gibi konuların devreye girdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
"Emniyet-yargı darbe girişimini başlattılar. Orada da netice alamadılar bu sefer bölücü terör örgütünü sahaya sürdüler. Pensilvanya ile Kandil, İmralı birleşti. 6-7 Ekim 2014'te, ardından 20 temmuz 2015'te çukur eylemlerine başladılar. Ülkeyi ateşe ve kana boğmaya çalıştılar. Ama tüm bu süreçte milletimiz duruma el koydu. Siyaset kurumunun arkasında durdu. Oyunlar bozuldu. Ve bu böyle devam edecek. 15 temmuz'da bu ihanet şebekeleri gökten F-16'larla yağdırdılar. Helikopterlerle yağdırdılar. Tanklarla toplarla modern silahlarla yağdırdılar. Ama benim milletim ne dedi? 'Arkadaş, yurdumu alçaklara uğratma, sakın. Siper et dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vadettiği yıllar hakkın, kim bilir belki yarın belki yarından da yakın' mesele bitmiştir. İşte siz bunu yaptınız. Onun için ne diyorum? 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.' Bu direkler sarsılmayacak. Birbirimize sarılacağız. Birbirimizi Allah için seveceğiz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, törene katılan kalabalığa seslenerek, nisanda yapılacak anayasa referandumu için 'evet' çağrısı yaptı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sandıkta evete hazır mıyız? Durmak yok, yola devam mı? Aman ha geçmişteki gibi evelallah sandıkları patlatmaya hazır mı? Türk milleti 15 temmuz gecesi üzün zamandır sessiz sedasız yürüttüğü istiklaline ve istikbaline sahip çıkma konusundaki kararlılığını tüm dünyaya adeta haykırmıştır. Seçilme yaşını 18'e indirdik. Dünyada 56 ülkede 18. Niye Türkiye'de olmasın? Benim gencime güvenmeyecek miyiz? Bizim ecdadımız Fatih 21 yaşında bir çağ kapatıp çağ açtı. Biz onların torunlarıyız ya gümbürdeyeceğiz. Eseceğiz ve evelallah seçme yaşına 18 diyorsun, seçilmeye niye demiyorsun? Hazır mıyız buna? Milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkarmaya hazır mıyız?"
03.02.2017 19:47:01