“Kars geçmişi itibariyle, Türkiye’nin Kafkasya başta olmak üzere Rusya ve İran ilişkilerinde önemli bir konuma sahip olmuştur.
Selçuklulara kadar pek çok devletin eline geçen Kars,
Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından, 1064’de fethedildi.
Böylece Büyük Selçuklu Devleti Anadolu’da bir köprü başı elde ederken, Anadolu’nun vatan haline gelmesi bundan sonra başlayacaktı.
Kars’ımızın 1064’te Sultan Alparslan’ın fethinden önce, büyük İslam alimi Ebul Hasan-ı Harakani tarafından, manevi fethi gerçekleşmiştir.
Kars bu tarihten itibaren Evlad-ı Resulden Ebul Hasan-ı Harakani Hazretlerinin önderliğinde İslam’ın önemli beldelerinden biri haline gelmiştir.
Kars 1578’de Sultan III. Murat devrinde Lala Mustafa Paşa tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Osmanlı Devleti Kafkasya coğrafyasında zayıfladıkça Kars, vatanın birliği ve bütünlüğünün teminatı olmuştur.
Zira tarih bize Kars düştüğünde Erzurum, Van ve Trabzon’un düşebileceğini göstermiştir. Kars, 19. Yüzyılın başından itibaren Rus saldırılarına göğüs germek zorunda kalmıştır. 1853-1856 Kırım Harbinde ilk şehir savunması Kars’ta verilmiştir.
Kars halkı vatan ve millet sevgisinin en güzel örneğini sergileyerek şehri savunmuş ve Rus ordusunu püskürterek “Gazi” ünvanı almaya hak kazanmıştır.
Kars, Osmanlı döneminde Gazilik ünvanını alan tek şehirdir. Kars halkının kahramanlığı daha sonra Milli Mücadele yıllarında Antep, Maraş ve Urfa’ya emsal teşkil etmiştir.
Kars 1878’de Rus işgaline uğrarken 40 yıl boyunca Rus ve Ermeni mezalimine katlanmak zorunda kalmıştır.
İşgal ve mezalim yıllarında şehrin dokusu yok edilirken Türk-İslam ahali göç ettirilmek zorunda bırakılmıştır.
Çarlık yönetimi bununla da yetinmeyerek şehre on binlerce hıristiyan unsuru yerleştirmiştir.
Birinci Dünya Savaşında Kars, Türk-Rus mücadelesinin merkezinde yer almıştır. Osmanlı ordusu, Sarıkamış Harekatında 90.000 şehit verirken, hedef; Kars’ı ve Kafkasya Müslümanlarını Rus zulmünden kurtarmaktı.
Sarıkamış, Çanakkale’den sonra en fazla şehidin verildiği muharebe olarak tarihe geçmiştir.
Burada yaşananların dünyada bir eşi de benzeri de yoktur!
Mondros Mütarekesini takiben Kars, Türkiye’nin ilk milli teşkilatını ve hükümetini ortaya çıkarmıştır.
Kars Milli Şurası ve Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti, İngilizlere, Ermenilere ve Gürcülere karşı varoluş mücadelesi verirken Kars halkının teşkilatçılığı Milli Mücadele Hareketine de örnek olmuştur.
Kars, 1919’da Ermenistan tarafından işgal edildi. Albayrağa hasret geçen bir buçuk yılın ardından Şark Fatihi Kazım Karabekir Paşa komutasındaki ordumuz tarafından,
30 Ekim 1920’de Taşnak zulmünden kurtarılmıştır. Bir yıl sonra 13 Ekim 1921’de, Kars Antlaşması’na ev sahipliği yaparak bölgenin barış ve huzuruna büyük katkı sağlamıştır.
Bir bayrak dalgalanıyor Kars Kalesi'nde,
Karabekir Paşa'dan yadigar kalmış.
Bir bayrak ki, günün her saatinde,
Hudut boylarına renk salmış.
Kars Kalesi'ndeki bayrağı,
Taşıyan bilekler bükülmemiş.
Yıllar var ki, o bayraksız;
Bu topraklar gülmemiş.
Rabbim bizleri vatansız ve bayraksız bırakmasın.
Türkiye Yüzyılı’nda Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ve AK Parti hükümetleri döneminde; Azerbaycan petrol ve doğalgaz boru hattının yanı sıra Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattı Azerbaycan’ı ekonomik açıdan batıya bağlarken Kars’ımızı önemli bir merkez konumuna yükseltmiştir.
Kars’ımızın sağlıktan, ulaşıma, eğitimden, turizme aldığı yatırımlarla inşası ve ihyası güçlenerek devam etmektedir.
Bu vesileyle, Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutluyor, Cumhuriyetimizin banisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve Kars’ımızın fatihi Kazım Karabekir Paşa’yı, şehitlerimizi, gazilerimizi; rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
Gazze’de, İsrail tarafından Filistinli kardeşlerimize yapılan soykırımı, insanlık dışı mezalimi şiddetle ve nefretle kınıyorum.
Kars’ımızın kurtuluşunun, 103. Yılını kutluyor, Gazi Meclis’imizi saygıyla selamlıyorum.”