VARAN 1: ALEVi MUHTARA SÜNNİ KATLİAMI EMRİ
15 Temmuz gecesi darbe planlayarak ülkeyi kana bulayan FETÖ'cü hainler, başarılı olamama ihtimaline karşı iç savaş bile kurgulamış. Bunun için de MİT Tırlarının durdurulduğu ve Reyhanlı katliamının tezgahlandığı Hatay hedef seçilmiş. Adli kayıtlara da geçen olay, darbecilerin Türkiye'de bir iç savaş çıkarmak istedikleri bunun için de Alevi-Sünni, Kürt-Türk çatışması planladıklarını ortaya koydu. Cuntacılar 15 Temmuz gecesi Hatay Serinyol Jandarma Eğitim Alay Komutanlığında gece 01.00'de toplantı yaptı. Toplantıya asker olmayan ama üzerine asker elbisesi bulunan iki sivil de katıldı. Bu sivillerden biri Hatay'daki bir Alevi mahallesinin muhtarı, diğeri de muhtarın bir yakını. Muhtara albay üniforması giydiriliyor. Toplantıda alay komutanı muhtara "Şu anda silah kullanabilecek hazırda kaç kişin var" diye sorunca muhtar "300 kişi hazır" cevabını verdi. Bunun üzerine alay komutanı muhtara valiliğe doğru harekete geçme talimatı verdi Valiliğin bulunduğu yer Sünni mahallesi. Bu 300 kişi askerle birlikte 03.00'te talimatla sünni mahallesine saldırıya geçecekti. Amaç Alevi-Sünni çatışması çıkarmaktı. Ancak hainlerin planı darbe tamamıyla püskürtülünce bozuldu.
VARAN 2: SAAT 14:45'TE "OLAĞANÜSTÜ DURUM VAR, ACELE EDİN" DEDİ
Akıncılar Üssü'nde görevli bir albay, saat 14.45 sularında MİT'e ulaşarak darbe ihbarında bulundu. Genelkurmay bütün hava sahasını kapattı. Meçhul albay olmasaydı, FETÖ'cüler emellerine ulaşacaktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan 15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinde ilk fitili ihbarda bulunan havacı bir albay ateşledi. MİT-Genelkurmay ekseninde yaşanan ve FETÖ'cü cuntacıların daha önce 03.00 olarak planladıkları harekât planlarını 21.00'ye çekmelerine sebep olan o sıcak saatlerin hikâyesi şöyle:
UÇAKLAR HAZIRLANIYOR
Türkiye'nin seyrini değiştiren ihbar 15 Temmuz 2016 saat 14.45 sularında MİT'e ulaştı. Akıncılar Hava üssünde görevli havacı bir albay, MİT'e gelerek Müsteşar Hakan Fidan'ı uyardı ve "Acele etmeniz ve engel olmanız gerekiyor. Şu anda hem Akıncı Üssünde hem de Güvercinlik'teki Kara Havacılık Okulu'nda uçaklar ve helikopterler hazırlanıyor. Olağanüstü bir durum var. Galiba darbe hazırlıkları yapılıyor" dedi.
OKULA YILDIRIM TEFTİŞ
Fidan, saat 15.00'da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı aradı. İhbarı teyit eden bilgiler de gelince Fidan, bir müsteşar yardımcısını Genelkurmay'a gönderdi. Müsteşar yardımcısı 17.00-17.30 arasında Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'le bir toplantı yaptı.
Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ı arayarak Kara Havacılık Okulu'nun kontrol edilmesini istedi. Orgeneral Çolak, bu emir üzerine Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar'ı durumu yerinde incelemek amacıyla Güvercinlik'teki Kara Havacılık Okuluna teftişe gönderdi. Saat 18.00'de MİT Müsteşarı bizzat karargaha gelerek Genelkurmay Başkanı ile görüşme yaptı.
EMİRLER ULAŞTI FAKAT...
Bu görüşmenin hemen akabinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar 18.30'da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bütün birlik hareketlerini trafiğe yasaklayan, hava sahasını trafiğe kapatan bir emir yayınladı. Bu emir bütün birliklere saat 19.00'a kadar ulaştı. Hatta 8. Kolordu bölgesindeki helikopterler söz konusu emir üzerine terörle mücadele görevini bırakıp iniş yaptı. Akar'ın yayınladığı emir üzerine darbeciler planlarının deşifre olduğunu anlayıp gece 03.00'te yapmayı planladıkları darbe girişiminin başlangıç saatini 21.00'e çekti.
Cuntacılar, saat 19:00 civarında geldikleri Genelkurmay karargahında Orgeneral Hulusi Akar'ı rehin aldı ve darbe bildirisini imzalattırmak için baskı yaptı. Hainler bir yandan da derdest edilebilmesi için "komutan çağırıyor" yalanıyla komuta kademesini Genelkurmay Karargahı'na davet etti. Komutanlar elleri ayakları bağlanarak bir odaya kapatıldı. Direnen Kara Kuvvetleri Komutanı'nın emir astsubayı Bülent Aydın şehit edildi. Önce Akar, sonra da diğer komutanlar Akıncı Üssü'ne helikopterle götürüldü.
CEVAP BEKLEYEN SORULAR
MİT niye bilgi vermedi?
15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından hem kamuoyu hem de siyasetçiler ve analistler başta "istihbarat zaafiyeti" olmak üzere şu sorulara cevap arıyor:
1-14.45'te alınan ihbar, Başbakan ve Cumhurbaşkanına neden hemen bildirilmedi? Cumhurbaşkanı 20.00'de haberdar olduğunu söyledi.
2-İstihbarat birimleri üç kez Genelkurmay'a bizzat giderek bilgi vermesine rağmen bu bilgiyi bağlı olduğu başbakanla neden hemen paylaşmadı?
3-MİT'e görevdeki bir albayın bizzat gelerek yaptığı bir ihbar diğer zamanlarda gelen rutin ihbarlarla aynı ciddiyetle nasıl değerlendirilebilir? Şimdiye kadar böyle bizzat gelinerek kaç defa darbe ihbarı yapıldı? Bu ihbarın boş çıkma ihtimalini düşündüyseniz ülkenin hava sahasını uçuşlara neden kapattınız? Terörle mücadele eden birlikler dahil birliklerin tüm hareketini neden yasakladınız, birlikleri neden kışlalarına kapattınız?
4-İstihbarat kurumları geçmişi 4-5 aya dayanan bu hazırlığı nasıl fark edemedi?
5- TSK içerisinde FETÖ'cü unsurlar neden takip edilmedi?
6-Saat 15.00'te ihbarı alan istihbarat birimleri Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve TBMM'yi korumak için neden tedbir aldırmadı.
7-Cumhurbaşkanlığında görev alacak yaverler ve muhafız alay komutanı gibi kişiler için ne derinlikte güvenlik soruşturması yapıldı?
8-İstihbarat kurumlarında darbe girişimin ertesinde 100 çalışan FETÖ ile bağlantıları oldukları için işten çıkarıldı. Bugüne kadar neden beklendi?
9-Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı santrallerinde veri toplamakla görevi istihbarat mensubu bu mühendislerin Paralel Devlet Yapılanması ile ilişkileri var mı?
9-Eğer saat 15.00'te Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanın bundan haberi olsaydı acaba bu kadar şehidimiz ve yaralımız olur muydu?
ASKER NE YAPTI?
Genelkurmay Başkanlığı'na ilişkin şu haklı sorular da soruluyor:
1- MİT Müsteşarı'ndan ihbar alan Genelkurmay Başkanı, ülkenin hava sahasını kapatacak ve bütün birliklerini kışlaya kilitleyip hareket etmelerini yasaklayacak kadar endişe duydukları bir konuyu ülkeyi yönetenlere neden bildirmedi?
2--Cumhurbaşkanı tatilde olsa bile başbakan, Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı ile neden bu bilgi paylaşılmadı?
3-Hava sahasını ve birlik hareketini yasaklayan emri yayınladığında bunu başbakanla ve cumhurbaşkanı ile de paylaşması gerekmez miydi?
4--Genelkurmay'ın emrini alan kuvvet komutanları ve ordu komutanları ne yaptılar, hangi tedbirleri aldılar? Örneğin hava kuvvetleri komutanı yanına hava kuvvetlerinin en kritik görevdeki generallerini de alarak İstanbul Moda Deniz Kulübündeki bir düğüne nasıl gidebildi? Bu emir kendisine ulaşmadı mı?
5-Genelkurmay Başkanı en yakınına seçtiği emir subayı, özel kalem müdürü, koruma müdürü ile ilgili bir güvenlik araştırması yaptırdı mı?
6- MİT'te görevli bir personel görevdeki ordu ve kolordu komutanlarını arayarak "Komuta kademesi darbeciler tarafından esir alındı. Onun için insiyatif alıp televizyonlara çıkın ve TSK'nın bu işin içinde olmadığını, bu işin bir küçük grubun işi olduğunu, bir isyan hareketi olduğunu açıklayın" diyerek tv kanallarının ve gazetecilerin numaralarını verdi. 1. Ordu Komutanı, 3. Kolordu Komutanı, 8. Kolordu Komutanı ve Özel Kuvvetler Komutanı televizyonlara çıkıp "Bu emir komuta zinciri içinde bir girişim değil" diyerek birlikleri kışlaya dönmeye davet etti. Bu adım darbenin bastırılmasında etkili oldu. Bu bilgi verildiği halde bazı komutanlar canlı yayına katılmaktan imtina etti. Peki neden?
VARAN 3 : Utanmadan Köşk'te emir yağdırdı
Darbe saatlerinde pes dedirten bir başka gelişmeye imza atan kişi ise şu anda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'nin kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli. Darbe bildirisini imzalaması için Akar'ı iknaya uğraşan ancak başaramayınca darbe karşıtı gibi Akar'la Akıncı Üssü'ne giden Tümgeneral Dişli, Akar, darbecilerin elinden kurtarılıp helikopterle Çankaya Köşkü'ne geldiğinde de yanından ayrılmadı.
BOĞAZIMA SARILDI
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, Başbakanlık'ta kendini karşılayan güvenlik birimlerine "Boğazıma sarılıp bana bildiri imzalatmaya çalışanlardan biri de buydu" dedi. Buna rağmen kimsenin aklına Dişli'yi gözaltına almak gelmedi. Hatta Tümgeneral Mehmet Dişli, Genelkurmay Başkanı ile beraber Başbakan'ın odasına kadar geldi, ve özel kaleminde oturdu, sağa sola emirler darbeyle ilgili yağdırdı. Bir ara da ortadan kayboldu. Dişli'nin halen tutuklanmadığını fark eden Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı, emniyet birimlerini arayarak Dişli'nin derhal yakalanmasını çünkü darbeciler içinde yer aldığını söyledi. Aksakallı, Dişli'nin dışarıda Cumhurbaşkanına suikast planlamak için olabileceği uyarısında bile bulundu. Bunun üzerine cuntacı general gözaltına alındı.
21.07.2016 12:15:49