BBP ile Hür Dava Parti'de istişareler devam ediyor! Sürpriz karar gelebilir...
BBP ile Hür Dava Partisi'nde istişareler devam ederken, BTP'de karar seçmene bırakıldı.
AK Parti ile MHP 'evet', CHP ile HDP 'hayır' cephesinde
1 Kasım 2015 Genel Seçimleri'nde 23 milyon 681 bin 926 oy sayısı ve yüzde 49,50 oy oranı olan AK Parti ile 5 milyon 694 bin oy sayısı ve yüzde 11,90 oy oranı olan MHP, referandumda 'evet' oyu kullanacaklarını açıkladı. Buna karşılık 12 milyon 111 bin 812 oy sayısı ve yüzde 25,32 oy oranı olan CHP ile 5 milyon 148 bin 85 oy sayısı ve yüzde 10,76 oy oranı olan HDP ise 'hayır' oyu kullanacaklarını ve bu yönde kampanyalarını yürüteceklerini açıkladı.
Mecliste temsilcisi bulunmayan 5 partinin tercihleri
Mecliste yer alan 4 parti referandum kararını açıklarken, YSK tarafından seçime girme yeterliliğine sahip olan ancak Mecliste temsilcisi bulunmayan diğer 5 partinin referandumda ne yönde oy kullanacakları da yavaş yavaş netleşiyor. İhlas Haber Ajansı muhabirinin edindiği bilgiye göre, 325 bin 978 oy sayısı ve yüzde 0,68 oy oranı olan Saadet Partisi ile 118 bin 803 oy sayısı ve yüzde 0,25 oy oranı olan Vatan Partisi referandumda 'hayır' diyecek. 253 bin 204 oy sayısı ve yüzde 0,53 oy oranı bulunun BBP ile 1 Kasım seçimlerine katılmayan Hür Dava Partisi cephesinde ise istişareler devam ediyor. BBP ile Hür Dava Partisi'nin önümüzdeki günlerde istişareleri tamamlayarak referandumda ne yönde oy kullanacaklarını açıklamaları bekleniyor. 49 bin 297 oy sayısı ve yüzde 0,10 oy oranı bulunan, Genel Başkanlığını Haydar Baş'ın yaptığı BTP ise, kararı seçmenlerine bıraktı.
Saadet Partisi mevcut teklife 'hayır' diyor
Saadet Partisi cephesinden referanduma ilişkin açıklama, Saadet Partisi Tanıtmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Atik Ağdağ'dan geldi. Ağdağ, sözlerine Türkiye'nin en fazla ihtiyaç duyduğu noktanın kutuplaşmadan uzak bir siyasi ortamın teşekkülü olduğunu ifade ederek başladı. Bu açıdan oluşturulmak istenen 'evet, hayır' kamplaşmasına çok fazla fırsat vermemek açısından yaklaşımlarını farklı ifade etmeyi uygun bulduklarını dile getiren Ağdağ, "Biz başından beri anayasa değişikliği teklifi gündeme geldiğinden beri şunu ifade ediyoruz; 1970'li yılların başında milli görüş hareketinin ilk siyasi partisi Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi ve ardından gelen partilerde biz başkanlık sistemini bir yönetim sistemi olarak, yönetimde istikrarın sağlanmasını temin açısından bir yönetim sistemi olarak hep teklif ettik. Bu itibarla da ülkemizde birlik ve beraberliği pekiştirecek, demokratik hayatımızı olgunlaştıracak bir başkanlık sistemine prensip olarak karşı değiliz" diye konuştu.
Ağdağ, Saadet Partisi olarak sivil toplum örgütleri, akademisyenler ve hukukçular ile Meclise gelen anayasa değişikliği teklifi üzerinde incelemelerde bulunduklarını kaydetti. Gelen teklifin artı ve eksi yönleriyle değerlendirildiğini anlatan Ağdağ, bu teklif içerisinde mahsurlu ve endişe edici hususları tespit ederek başta Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere Meclisteki partiler ve geçmişte Meclis tecrübesi olan bütün partilere gönderdiklerini ifade etti.
"Prensip olarak başkanlık sistemine karşı değiliz"
Aynı mektubu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da ilettiklerini dile getiren Ağdağ, mektupta yapılmış olan teklifi değerlendiklerini anlatarak şunları kaydetti:
"Elbette ki başlangıçta söylediğimiz gibi prensip olarak başkanlık sistemine karşı değiliz. Başkanlık sistemi yönetimde önemli ölçüde istikrarı temin eder. Ama yönetimde beraberinde adaletin olması en önemli husustur. Bunun için çok güçlendirilmiş bir başkanlık, yani yürütme erkinin yanında yasama ve yargı erklerinin de güçlendirilmesi ve bu üç erk arasında bir denge ve uyum temin edilmesi gerekir. Bu açıdan verilmiş olan teklifi belirttiğimiz çerçevede denge ve uyum, özellikle de yürütmenin güçlü tarafının denetlenebilmesi açısından endişe edici hususlarımızı gördük. Bunlara vurgu yaparak gerekli uyarılarımızı yaptık. Ancak gelinen nokta itibariyle Meclisten belirlenen şekliyle çıktı ve Cumhurbaşkanının onayına gönderildi. Biz umudumuzu kaybetmiş değiliz. Sayın Cumhurbaşkanı gerekli incelemeleri yaparak bizim de dikkat çektiğimiz hususlara yönelik gelen anayasa değişiklik teklifini üzerinde daha fazla çalışma yapılması, bir toplumsal mutabakat olması ve yönetimdeki bu durumu temin açısından Meclise geri gönderebilir."
"En büyük problem kamplaşma ve kutuplaşmadır"
Ağdağ, yasama, yürütme ve yargı erklerinin arasında bir denge ve uyum oluşturulmadığı takdirde referandumda 'Evet' diyemeyeceklerini ifade ettiklerini dile getirerek, "Biz ülkemiz açısından en büyük problemin kamplaşma ve kutuplaşma olduğunu düşünüyoruz. Bu kamplaşma ve kutuplaşmayı daha ileriye götürecek, buna daha fazla katkı sağlayacak ve ülkemize zarar verecek bir hadisenin olmasını istemiyoruz. Bu bir referandumdur, ölüm kalım savaşı değildir. Geçmesini isteyenler vatanperver, geçmemesini isteyen hain veya geçmesini isteyenler vatan haini, geçmemesini isteyenler vatanperver değildir. Burada bir kanaat ortaya konmuştur. Bu kanaatle alakalı bizim de yaklaşımız, mevcut haliyle referanduma gelirse bizim bu teklife evet diyemeyeceğimizdir" dedi.
"Vatan Partisi olarak 'Hayır' diyoruz"
Vatan Partisi Genel Sekreteri Osman Yılmaz ise, Vatan Partisi olarak baştan beri 'Hayır' oyu vereceklerini belirttiklerini söyleyerek, bu yöndeki çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Türkiye'nin bir yandan terörle mücadele içerisinde olduğunu, bir yandan da ekonomik krizle uğraştığını ifade eden Yılmaz, böyle bir ortamda bu tür tartışmalarla uğraşılmaması gerektiğine inandıklarını anlattı. Yılmaz, "Türkiye'nin gündemi buyken ve 15 Temmuz sonrası Türkiye'de millet şehit cenazelerinde, meydanlarda bu saldırılara karşı omuz omuzayken, bir anda Cumhurbaşkanlığı sistemi tartışmasıyla meydanlarda yan yana olan, şehit cenazelerinde omuz omuza olan vatandaşlarımız karşı karşıya getiriliyor. Türkiye'nin parlamento geleneği var. Kurtuluş Savaşı gibi en ateşli günlerde Türkiye, düşman Polatlı'ya geldiğinde bile Meclisi çalıştırmış. Türkiye'nin ihtiyacı güçlü bir Meclis, güçlü bir hükümet. Bu öneri hem Meclisin yetkilerini elinden alıyor hem de hükümeti ortadan kaldırıyor ve iktidarın tabanını daraltıyor. Cumhurbaşkanının söylediği gibi Türkiye'nin çözümü milli bir seferberliktir. Milli seferberlik sadece çağrıyla olmaz. Tam tersine iktidarın tabanını genişleterek, omuz omuza vererek, sorumlulukların altına beraber girerek olur. Bu öneri Cumhurbaşkanına da bir tuzak, Türkiye'ye de bir tuzak. Dolayısıyla buna Vatan Partisi olarak hayır diyoruz. Alanlarda çalışmalarımıza başladık" ifadelerini kullandı.
"Yasama, yürütme ve yargı konularında tartışmaların olduğu ortadadır"
BBP Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Haşim Yanar, BBP olarak tercihlerinin tam demokratik bir sivil anayasa yapılmasından yana olduğunu söyledi. Meclisten geçen teklifteki belli hususlara dair kaygılarının ve çekincelerinin olduğunu dile getiren Yanar, yargının, yasamanın ve yürütmenin tam bağımsız olduğu ve bunların birbirine tahakküm edemeyeceği bir anayasaya olan ihtiyaç ortadayken, bu hususlarla ilgili belli tartışmaların olduğunun ortada olduğunu kaydetti. BBP olarak referandum sürecinden önce belli hususlarda yasal düzenleme yapmak suretiyle bu paket içerisinde bazı hususların telafi edilebileceğini dile getiren Yanar, "Siyasi Partiler Kanunu başta olmak üzere yeniden elden geçirilebileceğini, barajın olmadığı bir yasal düzenleme yapılabileceğini düşünmekteyiz" dedi.
BBP'de istişareler devam ediyor
BBP'nin Türkiye'nin en deneyimli siyasi partilerinden birisi olduğunu ifade eden Yanar, bu tür hususlarla ilgili alınacak kararlarda partinin kendi yetkili unsurları, yan kuruluşları ve parti ile gönül bağı bulunan kuruluşlarla istişare ettiğini ifade etti. Hala istişare aşamasında olduklarını kaydeden Yanar, istişareden çıkan kararın kamuoyuyla paylaşılacağını belirterek "Öyle ya da böyle çıkacak olan sonuca da rıza gösterir. Bunu hiçbir suretle kavga konusu yapmaz, yapanların yanında asla durmaz. Bu hususla ilgili başka bir önceliğimiz de şudur; biz ülkede insanların kanaatlerini 'evet' ya da 'hayır' hangi yönde kullanırlarsa kullansınlar, bunu bir ötekileştirme konusu ya da kamplaşma konusu yapılmasıyla ilgili devam eden şu süreçten rahatsız olduğumu ifade etmek istiyorum. İnsanlar, demokratik bir seçim yapılacaksa çıkacak sonuca da rıza göstermek, saygı duymak zorundadır. Ülkemizin özellikle terör gibi ağır bir sıkıntısı var. En fazla dayanışmaya ihtiyaç duyduğu süreçler yaşıyorken bu referandum konusunun kavga meselesi haline getirilmesi ülke açısından ciddi kayıpları da beraberinde getirir gibi bir kaygıyı taşımaktayız" diye konuştu.
"OHAL şartları altında yapılan seçim beraberinde tartışmaları getirir"
Yanar, referandumun OHAL şartları altında yapılmasından dolayı rahatsız olduklarını da söyledi. OHAL şartlarında yapılan seçimin sonucunun ne olursa olsun bunun ilerde belli tartışmaları beraberinde getireceğini düşündüklerini vurgulayan Yanar, "Bu bakımdan ilgililere çağrı yapmak istiyorum. Eğer OHAL şartları devam ediyorsa, bu OHAL şartları ortadan kalktıktan sonra referandumun gündeme alınması, daha demokratik şartlarda referandumun yapılmasının sonuç ne olursa olsun daha hayırlı sonuçlar doğuracağını düşünmekteyiz. Ya da bu referandum takvimine yönelik öngörülen süre noktasında düzenleme yapılamayacaksa, bu süre içerisinde OHAL'in ortadan kaldırılması ve bu şekliyle seçime girilmesinin daha yararlı olacağı kanaatini taşımaktayız" değerlendirmesinde bulundu.
"Seçimden çıkacak sonuca elbette ki sahip çıkarız"
Büyük Birlik Partisi'nin istişarelerinin devam ettiğini yineleyen Yanar, "Bizim önceliğimiz ülkemizin birliği, beraberliği, kardeşliği yönündedir. Seçimden çıkacak sonuca elbette ki sahip çıkarız. Bu bir kavga hususu asla yapmayız. İyi niyetle atılan adımların olduğuna da inanmaktayız. Dolayısıyla BBP, geçtiğimiz günlerde bu istişare sürecini başlatmıştır. Buradan çıkan sonuç ne olursa olsun, biz de o sonuca göre kanaatimizi kamuoyuyla paylaşacağız" şeklinde konuştu.
BTP'de karar seçmenlerin
Genel Başkanlığını Haydar Baş'ın yaptığı Bağımsız Türkiye Partisi ise, kararı seçmenlerine bıraktı. BTP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Terzi, "Anayasa referandumunda 'evet, hayır' konusunda partimiz yetkili kurullarında henüz ele alınan bir kararımız yokken, bazı medya organlarınca 'hayır cephesinde' gösterilmiş olmamıza önceki günlerde partimiz hukukçuları gerekli hukuki cevabı vermişlerdir. Genel Başkanımız Haydar Baş, bizzat bana 'Ben parti tabanına, Cumhurbaşkanımıza karşı 'hayır' dedirtmem, böyle bir kampanya yürütmem. Onları serbest bırakıyorum. Kimsenin iradesine karışmıyorum. Millet kararını kendi iradesiyle versin' dedi" diye konuştu.
Siyasi parti olduklarını belirten Terzi, Genel Başkan Haydar Baş ve partinin yetkili kurulları tarafından yapılan açıklamaları kamuoyu ile gerektiğinde paylaşmaya devam edeceklerini kaydetti. Terzi, kimsenin iradesine karışmadıklarını ve partililerin kendi özgür iradesi ile ne derse o yönde kararlarını vereceklerini söyleyerek, arzularının ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütün olan Türkiye'nin payidar olması olduğunu belirtti.
Abdullah Sarıca
05.02.2017 14:33:20