Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, FETÖ soruşturmaları emniyet teşkilatından ihraç edilenlerin askere alınmalarına ilişkin açıklama yaptı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ile Milli Savunma Bakanı Fikri Işık bakanlıklar arası Siber Güvenlik İşbirliği Protokolünü imzaladı.
Bakanlıkta gerçekleşen protokol imza töreninde konuşan Bakan Arslan, günümüzde bilgi ve iletişim sistemlerinin güvenliğinin sağlanması hem ulusal güvenliği hem de rekabeti önemli boyutta etkilediğini kaydederek, "Bu kapsamda özellikle gelişen ve değişen teknolojiler doğrultusunda gerek, kamu güvenliği ağı gerek kamu entegre verim merkezleri gerek internet değişim noktaları gibi önemli projelerin çalışmalarını başlattık. Özellikle siber güvenlik alanlarında tedbirlerin alınması çok önem kazanmış durumda. Bakanlığımız bilgi ve iletişim teknolojileri alanlarında bu çalışmaları yaparken yetkinlikleri olan kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak, onların tecrübelerinden yararlanmak, onların imkanlarından yararlanmak amacıyla işbirlikleri yapıyor. Bu işbirliğinin özellikle siber güvenliğe yönelik kısmını Milli Savunma Bakanlığımızla yapacağımız bir protokol ve devamında da Haberleşme genel Müdürlüğümüzle HAVELSAN'ın yapacağı bir işbirliği çerçevesinde pekiştirmiş olacağız. Milli Savunma Bakanlığı ile bu protokolü imzalarken siber güvenlik, e-devlet hizmetleri, elektronik haberleşme alt yapısı ve üst yapısı, kamu güvenliği ve acil yardım haberleşmeleri konuları ile ilgili olarak danışmanlık hizmeti alınması ve teknolojinin geliştirilmesine yönelik olarak bir işbirliği yapacağız. Özellik Haberleşme Genle Müdürlüğümüz ve HAVELSAN arasında imzalanacak protokol ile de siber güvenlik konularında ulusal boyutta ihtiyaç duyulacak güvenlik yazılımlarının daha da geliştirilmesi ve bu uygulamanın bakanlığımız Ar-Ge çalışmaları kapsamında desteklenmesi, HAVELSAN'da kurulmuş olan siber güvenlik operasyon merkezi hizmetlerinden faydalanmaya ilişkin bir işbirliğini getiriyor. Ortak hedefimiz ülkemizin bu alanda ihtiyaç duyduğu iş ve işlemleri yapmak" ifadelerini kullandı.
"Kendi milli işletim sistemimiz kullanırsak siber güvenlik alanında çok büyük bir avantaj elde ederiz"
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ise, dijital devrimden sonra çok önemli fırsatlara sahip olunduğunu söyleyerek, "Dünyanın dönüş hızı adeta daha da arttı, pek çok imkana daha kolay ulaşır olduk. Bu fırsatların yanında önemli tehditler de oluşmaya başladı. Bu tehditlerin başında da güvenlik geliyor, şu anda adeta siber güvenlik alanı milli güvenlik alanı haline gelmeye başladı. Eşyalar akıllandı, şebekeler akıllandı, silahlar akıllandı, her şeyin akıllandığı bir dünyada bu akıllı cihazın, silahın, şebekenin, materyalin güvenliği de artık birincil derecede önem kazanmaya başladı. Bu noktada devletimiz kamuyu ilgilendiren boyutta bu işin koordinasyon ve sorumluluğunu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımıza bıraktı. Bu alan bizim açımızdan milli güvenlik konusu haline geldiği için de bütün Biz kurumlarımızın, bütün bakanlıklarımızın en temel görevi öncelikle kendi üzerine düşeni en iyi şekilde yapmak ve koordinasyon kurumu olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımıza gerekli her türlü yardımı, desteği vermek. Biz Milli Savunma Bakanlığı olarak, bu konuda elimizdeki bütün imkanları kullanarak ülkemizin siber güvenliğini sağlamak için gayret gösteriyoruz. Eğer biz kendi milli işletim sistemimiz kullanırsak siber güvenlik alanında çok büyük bir avantaj elde ederiz. Dünyada çok kullanılan, yaygın işletim sitemleri bir o kadar da güvenlik açığı içeriyor, bunun önüne geçmenin de en önemli yollarından biri bize ait bir milli işletim sisteminin yaygınlaştırılması. Askeri projelerde gerçek zamanlı işletim sistemimizin geliştirilmesi talimatını da verdim. Burada Türk Silahlı Kuvvetlerimiz için siber savunma konseptini özellikle hazırladık. 16 Aralık 2016 tarihinde Savunma Sanayi Müsteşarlığımızca komutanlık bünyesinde Siber Savunma Merkezi kurulma projesini de başlatmış olduk. Özellikle elektronik harp noktasına da Türk Silahlı Kuvvetlerimizin imkan ve kabiliyetlerini geliştirmek için çok yoğun bir çalışma içerisindeyiz" şeklinde konuştu.
Bakan Işık, bir gazetecinin FETÖ soruşturmaları kapsamında emniyet teşkilatından ihraç edilenlerin askere alınmalarına ilişkin sorusu üzerine, "FETÖ ile mücadele çerçevesinde maalesef polis teşkilatımızın içine sızan pek çok FETÖ mensubu şu anda ihraç edildi. Şubat 2011 yılında polisler 10 yıl süreyle görev yaparlarsa askerliğini de yapmış sayılacaklarına yönelik bir kanuni düzenleme yapmıştık. Bir polis askerliğini yapmadan polisliğe başlarsa 10 yıl polislik mesleğine devam ederse askerliğini de yapmış sayılıyor. Bu kanına göre 10 yılını tamamlamadan FETÖ soruşturmaları sebebiyle emniyet teşkilatımızdan, polis teşkilatımızdan ihraç edilenlerin askerlik yapma zorunluluğu var. Emniyetin şu anda bize ilk etapta gönderdiği sayı bin 590 ancak çalışmalar devam ediyor, tespitler yapıldıkça askerlik görevini ifa etmesi için bu isimler bize gönderilecek ve biz de bu isimleri askere almak için gerekli çalışmaları yürüteceğiz. Peki bunlar bir terör örgütü mensubu olduğu için ihraç edildi, bunlar nasıl askerlik yapacaklar? Sorusu da son derece önemli bir soru. Nasıl askerlik yapacakları konusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin geçmişe dayanan ciddi bir birikimi var. Kamuoyunun eskiden 'Sakıncalı Piyade' diye bildiği askerlik yapması noktasında bir takım sıkıntıların olduğu isimlerle ilgili geri hizmet ve idari faaliyetlerde bunlar daha çok görevlendirilecek. Nöbetler, silahsız ve mühimmatsız nöbetlerde bulunacaklar. Ayrıca gözetim ve kontrol altında askerlik hizmetlerini ifa edecekler. Kanuni şartları taşıyan her erkek Türk vatandaşının askerlik yapmak zorunluluğu olduğu için bunlar da askerlik yapmak zorundalar ama geri hizmette ve idari faaliyette olacaklar" cevabını verdi.
"Son günlerde atılan küçük adımları yetersiz bulmakla birlikte önemsiyoruz"
Bir gazetecinin, "Rusya Federasyonu Hava Kuvvetleri ile Türk Hava Kuvvetleri arasındaki mutabakata ilişkin Genelkurmay Başkanlığı dün bir açıklama yaptı. Özellikle Suriye hava sahasında koordinasyonlu işbirliğinin yapılmasına ilişkin. Bunun ayrıntılarını alabilir miyiz bir de Şam rejimi hava savunma unsurları da bu mutabakat çerçevesinde değerlendirilebilir mi?" soruları üzerine de Bakan Işık, "Tabii ki değerlendirilir. Şu anda Rusya Federasyonu ile yapılan mutabakat koordinasyonu içeriyor bu koordinasyon çerçevesinde Suriye'de bir Türkiye veya Rusya'nın hava unsurlarının karşı karşıya gelmemesi için gerekli koordinasyon sağlandı. Koalisyon ile ilgili de böyle bir koordinasyon sağlanıyor. Çok yetersiz olmakla birlikte koordinasyondan hava desteği alımına da başlandı ancak şu anda çok başlangıç aşamasında. Biz, koalisyonun özellikle bu noktada koordinasyonu ve hava desteğini arttırmasını bekliyoruz. Türk kamuoyu bu noktada çok hassas. DEAŞ'la mücadele ortak hedefse bu konudaki hava desteğinin verilmesi de kaçınılmaz. Bu noktada son günlerde atılan küçük adımları yetersiz bulmakla birlikte önemsiyoruz" açıklamasını yaptı.
Siber Güvenlik Yasa Tasarısı
Ulaştırma Bakanı Arslan ise Siber Güvenlik Yasa Tasarısının detayları ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
"Siber Güvenlik Yasa Tasarısı, bütün kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Kasım 2016'da Başbakanlığa arz edildi, daha sonra Başbakanlıkta da bütün tarafların, kurum ve kuruluşların da katıldığı bir çalışmayla nihai haline getirildi. İnşallah Meclise sevk edilecek böylece Mecliste de yasalaşarak hizmete girecek. Tasarı, etkin denetimi kapsıyor, sır saklama yükümlülüğünü kapsıyor, siber olaylara müdahale ekiplerimiz var bu ekiplerin görevlerinin yasayla belirlenmiş olması adına bunu kapsıyor, operasyon merkezlerinin usul ve esaslara bağlanması ve bunların yasa ile geçerlilik kazanmasını sağlıyor. Ayrıca bunun yanı sıra kamunet uygulamalarına ilişkin de usul ve esasların belirlenmesi önemli bunlar da hazırlandı. Yasal zeminde bütün eksikliklerimizi tamamlamış şu an yürüttüğümüz mücadeleyi daha net bir şekilde yasaya bağlı yürütmüş olacağız ve yakın zamanda da çıkacaktır çünkü hükümetimizin iradesi bu yönde."
"İDO'nun bizim sözleşmemizle, bizim ücret indirmemizle direk veya dolaylı hiçbir şekilde bir bağları yok"
"Osmangazi Köprüsü geçiş ücreti indirimi konusunun İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) tarafından tahkime götürülmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine de Bakan Arslan, "Osmangazi Köprüsü'nün yapılma amacı insanımıza hizmet etmek. İDO apayrı bir kuruluş, apayrı bir hizmet veriyor, verdikleri hizmete de saygı duyuyoruz. Biz, Osmangazi Köprüsü'nü hizmete soktuğumuzda rekabet çerçevesinde onlar bir takım adımlar attılar. Biz onlara niye bu adımları atıyorsunuz demedik, saygı duyduk. Biz, özellikle insanların köprüyü kullanmasını arttırmak, köprüyü kullanma alışkanlığını refleks haline getirmek adına ücreti düşürdük. Şu an yaklaşık yüzde 30'luk körfezden giden araçlar, köprüye yönelmiş durumda. Sürücülerimiz, İstanbul'da depolarını dolduruyorlar, yola çıkıyorlar, köprünün olduğu yere geldiklerinde şöyle bir kıyaslama yapıyorlar: 'Köprüden geçersem 65 liraya giderim, körfezi dolaşırsam sanki para vermem'. Tamam deponda benzin var ama onu da sen verdin, böyle bir psikolojik etkisi var. İnsanlarımızdan istirhamımız oraya geldiklerinde şunu düşünsünler: 'Körprüden geçtiğimde 4-5 dakikada ben karşıya geçmiş oluyorum, körfezi dolaşmıyorum, yakıt tasarrufu aynı zamanda ülkemiz açısından, milli servet açısından bir tasarruf, zaman tasarrufu önemli, karbondioksit salınımının azaltılması önemli, çok daha önemlisi 90 kilometrelik seyir mesafesinde trafik riski alıyorsunuz, bütün bunları bir arada değerlendirsinler köprünün çok daha uygun olacağını görecekler ve köprünün devamında Gemlik ve Bursa arasındaki otoyol kısmı da bitti. İnşallah bugünlerde onun da açılışını yapacağız. Böylece Bursa'ya kadar kesintisiz hale getirmiş olacağız, insanlarımız burayı kullanacak. Bizim bu indirimimizden sonra İDO tahkime gitmiş. Bizim İDO sözleşmesiyle herhangi bir şekilde taraf olmamız, muhatap olmamız söz konusu değil nasıl ki onlar bizim sözleşmemizin bir tarafı değilse. Onlar kendi sözleşmeleri çerçevesinde tahkime gidiyorlarsa da gitme olayına saygı duyuyoruz ama bizim sözleşmemizle, bizim ücret indirmemizle direk veya dolaylı hiçbir şekilde bir bağları yok" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından iki bakan arasında protokol imzalandı.
Goncagül Özcan