KARSHaber Girişi : 18 Aralık 2016 23:17

İlk Kez Kars Çayı'nda Nesli Tükenmekte Olan Su Samuru Görüldü

İlk Kez Kars Çayı'nda Nesli Tükenmekte Olan Su Samuru Görüldü
Kars'ın Dere İçi mevkisinden de geçen Kars Çayında nesli tükenmekte olan su samuru görüldü.
Kars Güncel- (Kars Güncel Özel Haber)Kars'ta Pazar günü soğuk havaya rağmen, eşsiz doğa manzarasının keyfini çıkarmak için Dereiçi Mevkisine giden vatandaşlar bir sürprizle karşılaştı. Doğada gezinti yaparak Kars'ın eşsiz kış manzarasında fotoğraf çekilmek isteyen vatandaşların Kars Çayı üzerinde oluşan buz kütleleri üzerinde bir hayvanı fark etmeleri üzerine, cep telefonu kameralarıyla kayıt altına aldıkları bu görüntülerde, buz kütleleri üzerinde gezen bu hayvanın  su samuru olduğunun tespit edildiği.
Kameraya kaydedilen görüntülerde vatandaşların ilgisini çeken su samuru, merakla kendini izleyen vatandaşları fark edince tekrar Kars Çayı'na dalarak gözlerden kayboldu.


Yapılan araştırmalara göre Kars'ın su samurlarının yaşam alanı içerisinde yer almadığına dikkat edilirken, "Kars'ta ilk kez su samuru görülmesi, biyolojik zenginliğimiz için tarihi bir olay. Kars'ın biyolojik envanterini çıkartmak için çalışmaların yapılması gerektiği kanaati oluşmuştur.
Nesli tehlike altında olan bu türün korunması için vatandaşlarımızın yardımcı olması çok önemli.

Öte yandan bu anları görüntüleyen vatandaşlar ise Kars Çayında yapılan dere ıslah çalışmalarından dolayı bu hayvanın buralara kadar geldiğini ve görünce doğal hayat açısından sevindiklerini dile getirdiler.

Su samuru Türkiye'de ilk kez görüntülendi

Küre Dağları Milli Parkı'nda ilk kez bir su samurunun fotokapanla görüntülendiği bildirildi.

Küre Dağları Milli Park Müdürü Ahat Deliorman, gazetecilere yaptığı açıklamada, Korunan Alanlar Ağı Parkları (PAN Parks) sertifikasına sahip, Bartın ve Kastamonu sınırlarındaki milli parkta, "Küre Dağları Milli Parkının Fauna Çeşitliliğinin Arşivlenmesi Projesi" yürütüldüğünü, bu kapsamda önemli türlerin görüntülenmesine çalıştıklarını söyledi.
su samuru türkiye'de ilk kez görüntülendi

Yapılan gözlemlerde varlığından haberdar olunan su samurunun görüntüsünü elde edebilmek için fotokapan kurulduğunu anlatan Deliorman, "Küre Dağları Milli Parkı'nda nesli tehlike altında olan yaban hayvanlarının ayak izi ve dışkısı dışında elimizde verisi yoktu. Bölgede varlığı bilinen ancak bugüne kadar tespit edilemeyen su samuru, fotokapanla ilk kez görüntülendi" diye konuştu.

Su samuru Türkiye'de ilk kez görüntülendi

AVLAYANA 5 YILA KADAR HAPİS CEZASI
Deliorman, görüntüleri elde edilen su samurunun dünyada neslinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu, koruma altındaki hayvanın avlanılması halinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile 3 bin 200 liralık para cezası verildiğini dile getirdi.

Su samurunun nehir ve göl kıyılarında kazdığı çukurlarda yaşadığını anlatan Deliorman, "Suda ustalıkla yüzer. Balık, kurbağa avlar. Kuyrukla beraber 1,5 metre boy ve 15 kilogram ağırlıkta olanları vardır. Çoğunlukla yalnız dolaşır ve gece avlanır. Oynamayı ve suda sırtüstü yüzmeyi çok sever. Her yıl tek bir yavru yavrular" ifadesini kullandı.
su samuru türkiye'de ilk kez görüntülendi

Su Samuru Hakkında Bilgi

Su samuru (Lutra lutra), sansargiller familyasından, nehir ve göl kıyılarında yaşayan etçil bir memeli. Su kenarlarında kazdığı çukurlarda yaşar. Yuvası karada olmakla beraber girişi su altındandır. İçini kuru yaprak ve yosunlarla döşer. Ayrıca havalandırma deliği de bırakır.

Uzun silindirik gövdeli, yassı kafalı, uzun bıyıklı, küçük kulaklıdır. Ayakları kısa, beş parmaklı ve kısmen perdelidir. Çoğunun rengi koyu kahverengidir. Su geçirmeyen sık tüylü postları kürkçülükte kıymetlidir. Suda ustalıkla yüzer. Balık, kurbağa avlar. Kuş, yumurta ve fare de yer. Özel eğitilmiş köpeklerle avlanır. Suya dalarken burun ve kulak deliklerini kapatır. Yassı kuyruğunu dümen olarak kullanır. Kuyrukla beraber 1,5 metre boy ve 15 kg ağırlıkta olanları vardır. Kuyruk altı bezlerinde yağlı ve kokulu bir madde ifraz eder.

Su samurlarının çok çeşitleri varsa da aralarındaki fark çok azdır. Bazı ülkelerde balıkçılar tarafından ehlileştirilerek balık avında kullanılır. Çoğunlukla yalnız dolaşır ve gece avlanır. Oynamayı ve suda sırtüstü yüzmeyi çok sever.

Amerika'nın kuzey okyanus kıyılarında yaşayan deniz samurunun (Lutax lutris) derisi gayet makbul ve kıymetlidir. Çok avlandığından nesli tükenme tehlikesi geçirmektedir. Kanunlarla korunmaya çalışılmaktadır. Gerçek bir su hayvanıdır. Suda yavrular, suda uyur ve suda beslenir. Karaya seyrek çıkar. Uzunluğu 120 ve kuyruğu 30 cm'dir. Ağırlığı 40 kg'ı bulur. Kıymetli kürkü koyu boz renktedir. Çoğunlukla deniz kestanesi, midye, istiridye, mürekkepbalığı ve salyangozlarla beslenir. Rahatça 30 metre derine dalar. Suyun yüzüne çıkınca sırtüstü yatarak avını midesinin üstüne koyar. Göğsüne yerleştirdiği yassı bir taşa vurarak kabuklarını kırar. Araç kullanabilen nadir hayvanlardandır.

Her yıl tek bir yavru yavrular. Sırtüstü yüzerken yavrusunu emzirir. Avlanacağı zaman yavruyu yosunlar arasında gizler. Günümüzde neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.

Suda Yaşayıp Islanmayan Bir Canlı: Su Samuru

Su samurları beslenmek için denize dalarlar. Genellikle 18 metreden daha sığ sularda avlanırlar ve dalışları bir iki dakika sürer. Ama 100 metre derine dalan ve su altında dört beş dakika kadar kalan su samurları da bilinmektedir.81 Nefesini tutan bir insan için 2 dakikadan sonra beyin hasarı, bayılma gibi riskler başlar. Bu canlılar ise özel yaratılmış metabolizmaları ile bu yönden insandan kuşkusuz ki üstündürler. "Suya dalma" yetenekleri, aslında çok kapsamlı zorlukların üstesinden gelmelerini gerektirir. Ancak su samurunun bu zorlukların hiçbiri ile özel olarak mücadele etmesi gerekmez; çünkü vücudu su altına dalabilmek için doğuştan en uygun özelliklerle yaratılmıştır. 
Su samurları nefeslerini çok uzun süre tutabilirler, çünkü akciğerleri kendi ölçülerindeki bir memeliye göre iki buçuk kez daha geniştir. Büyük ciğerler oksijen depolanmasını ve su samurunun suda yüzerken batmamasını sağlar. Su samurları basınç altında ciğerlerinin zarar görmeden çökmesine olanak veren esnek kaburgalara sahiptirler. Su samurları ayrıca direkt olarak kan damarlarına kesintisiz oksijen sağlayan ve küçük, hava dolu akciğer keselerine bağlanan kıkırdaklı hava kanallarıyla da donatılmışlardır. Buna ek olarak su samurunun kanı dalış sırasında, basınç altında artan fazla karbondioksidi tolere edebilecek özel bir yaratılışla yaratılmıştır.
Boyu yaklaşık 60 cm uzunluğunda olan su samurunun, 30 cm uzunluğunda sağlam ve yassı bir kuyruğu vardır. Vücutları çok esnek olan su samurlarının kuyrukları kalındır ve kuyruk başlangıç noktasında kaslı, aşağısında ise düzdür. Kuyruk bu özellikleriyle, su samuruna yüzerken kürek ve dümen görevi görerek yardımcı olur.
Su samurunun su içinde yaşamasını olanaklı kılan bir diğer özelliği de pençeleridir. Kısa ayaklarının dibindeki ufak pençelerinde beş parmağı vardır. Bu parmakların bir zarla birbirine bağlanmış olması pençenin yüzeyini genişletir. Bu perde ayaklar, samurların usta birer yüzücü olmaları için önemli bir vesiledir.
   
 
Su samurları kendi yavrularını karınlarının üstünde taşır ve zamanı geldiğinde onlara yüzme öğretirler. Olağanüstü dikkat ve emek gerektiren bu eğitim süreci yavrular için çok önemlidir. Darwinistler, canlıların bu şuurlu ve fedakarane davranışlarından dolayı derin bir açmaz içindedirler.
 
   
Ayrıca su samurunun su altında burun ve kulak deliklerini kapatma özelliği vardır. Bu işi uzun tüylerinin yardımıyla başarır. Kafatasının üstüne yerleştirilmiş olan gözleri ve burun delikleri, suya yarı dalmış durumda yüzerken su samurlarına yüzeyden yukarısını görebilme ve nefes alabilme imkanı sağlar. Bir su canlısı olan samurların bütün özellikleri, onların suda rahat yaşayacakları ve hareket edecekleri şekilde yaratılmıştır. İşte bu, Darwinistlerin tesadüf veya ara geçiş hikayeleriyle asla açıklayamadıkları ve açıklayamayacakları üstün bir yaratılıştır.

SU SAMURUNUN ISLANMAYAN KÜRKÜ

Su samurlarının en şaşırtıcı özelliği ise, vücutlarını kaplayan kürkün ıslanmamasıdır. Su samurlarının vücudunu sıkı sıkıya saran yumuşak ve parlak koyu gri tüyleri, o kadar etkili bir koruyucudur ki, samurlar günlerce derileri ıslanmadan yüzebilirler. Bu post, suyu itmeye yarar ve üst kısmı ıslandıktan kısa bir süre sonra da kurur. Kalın kürk, su samurunu aynı zamanda soğuğa karşı da korumaktadır. Birçok deniz hayvanından farklı olarak su samurlarının derilerinin altında izolasyon sağlayan bir yağ tabakası yoktur. Bu nedenle kalın kürkleri, onları soğuktan koruyan tek koruyucudur.
Dünyadaki tüm hayvanlardan daha kalın bir kürke sahip olan su samuru, her 3 cm2'de bir milyon tüye sahiptir. Bir insanda ise sadece 20.000 saç teli bulunmaktadır. Su samurunun kalın kürkündeki tüyleri ayırıp derisine bakmak isteyen bir kişi, hiçbir şekilde derisini göremez. İşte bu kalınlık onu okyanusların dondurucu soğuklarından korumaktadır.
Kürkün sıcak tutması, ancak temiz ve düzgün olmasına bağlıdır. Bu nedenle su samuru kendini sürekli olarak temizlemek zorundadır. Bu işlemi ise iki aşamada gerçekleştirir: ilk aşamada temizlenmek için öncelikle kendini sürekli olarak ovalar. İkinci aşamada ise halı silkeler gibi kendine hafifçe vurur. Bu sayede hem kürkü temizlenmiş olur, hem de bedeninde bulunan özel bir bezden, su geçişini engelleyen bir yağ salgılanır. Su samurunun temizlenmek için sergilediği bu davranışlar, aynı zamanda kürkü oluşturan tüylerin arasına hava dolmasına da yarar. Dolan hava sayesinde ise derinin ılık ve kuru kalması sağlanır. Dış etkenlerden yalnızca kürkleri vesilesiyle korunan su samuru için bu temizlik, yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlayan son derece önemli bir gerekliliktir.
   
 

Su samuru dünyadaki bütün hayvanlardan daha kalın bir kürke sahiptir. Her 3 cm2'de bir milyon kadar tüy bulunur. Bir insanda ise toplamda yalnızca yaklaşık 20.000 adet saç teli bulunmaktadır. Su samurlarının vücutları iki çeşit tüyle kaplanmıştır. Tüylerden bir kısmı diğerlerinden daha kısadır ve uzun tüyler kısaları saklar. Bu kısa tüyler koruyucu bir göreve sahiptir. Bu olağanüstü koruyucu sistem, kürklerin su geçirmez olmasını sağlar. Böylelikle samurlar, günlerce derileri ıslanmadan yüzebilirler. Kalın kürk aynı zamanda su samurlarını soğuğa karşı da korur.
 
   
Su samurlarının tüyleri, perdeli ayaklarının yanından büyümeye başlar ve su girişini engelleyecek şekilde deri yüzeyini örümcek ağı gibi sarar. Bilim adamlarının su samuru tüyleri ile ilgili yaptıkları araştırmalar, tüylerin birbirine geçmesini sağlayan plakalar şeklinde oluştuğunu göstermektedir. Bu birbirine geçmeli sisteme memeli canlılarda pek rastlanmaz. Başka bir deyişle, su samurunun tüyleri bilinen klasik bir tüy yapısına sahip değildir.
Ayrıca ilk bakışta hayvanın vücudu tek tip tüyle kaplı gibi görünmesine rağmen, yapılan detaylı araştırmalarda, su samurlarının kürklerinin iki çeşit tüyden meydana geldiği ortaya çıkmıştır. Su samurunun tüylerinin iki çeşit olması, hayvanın vücudunun sudan daha iyi korunmasına neden olur. Tüylerden bir bölümü diğerlerinden daha kısadır ve uzun tüyler kısaları saklar. Üstteki tüylerin alt kısmındaki -üst derinin tam altında- özel olarak şekillendirilip yerleştirilmiş olan bu kısa tüyler, koruyucu bir göreve sahiptir. Pennsylvania Tıp Fakültesi Hücre ve Gelişim Profesörü John W. Weisel ve ekibinin elektron mikroskobunda yaptıkları bu incelemeler, tüylerin olağanüstü yalıtım yeteneğine sahip olduğunu ortaya koymuştur.

Tüylerin bu yapısı canlının hücrelerindeki DNA'da kodlanmış olarak bulunmaktadır ve her su samuru bu olağanüstü özelliğe sahiptir. Mutasyon gibi yıkıcı ve mutlaka zararlı olan etkilerle, bir canlının genlerinin tesadüf eseri böylesine hayati özellikler kazanması kuşkusuz ki imkansızdır. Tüylerin oluşumunda, diziliminde, sıklığında, uzunluğunda mükemmel derecede istisnai bir düzen vardır. Bu üstünlük, bir yaratılış mucizesidir. Darwinistler ise her yaratılış mucizesinde olduğu gibi bu özellikler karşısında da suskundurlar.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.