Karagöl Mahallesi'ndeki bir inşaat alanında iş makinesi ile başlatılan temel kazısı sırasında üzerinde hac işareti olan tabutla ilgili kazı alanında incelemelerde bulunan Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Levent Küçük, mezarın ateş tuğladan örülmüş kubbe tarzında bir mezar örneği olduğunu söyledi. Rus mimarisi döneminde yapılan binaların hepsinde böyle kesme taşlar kullanıldığını söyleyen Küçük, üst tarafında çatı kısmı ise tuğla ile bombe vererek yapılan yapıların daha çok Ortodoks olup Rumların tercih ettiği mezar türü olduğunu belirtti.
Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Levent Küçük, ''Ermeniler veya diğer Gayri Müslimler bu çeşit mezar yapmıyorlar. Onlar daha çok Müslümanlara benzeyen Lahit ve tabut mezar türünü benimsiyorlar ama Rumlar ise böyle odacık şeklindeki kubbe şeklinde olan bir mezar yapısını, oda yapısını tercih ediyorlar. Kişinin Rum asıllı olma ihtimali daha yüksek. Ama yine de Ortodoks inancına göre defnedilmiş. Ortodoks inancının geleneklerine uygun olarak defnedilmiş. Alt taraflara dikkat ederseniz buradaki Rus mimarisi döneminde yapılan binaların hepsinde böyle kesme taşlar kullanılmıştır. Aynı şekilde inşa edilmiş ama üst tarafında çatı kısmı diyebileceğimiz kapak kısmını ise tuğla ile bombe vererek yapmışlar. Bu daha çok Ortodoks olup Rum olanların tercih ettiği mezar türü ve bu mezar türü ile hava almasını da engellemiş olarak tabuttaki cesedin uzun süre korunmuş olmasını sağlamış" diye konuştu.
Sandukayı açan arkadaşların tabutun özellikle çok kalın tahtadan yapıldığını söylediğini kaydeden Yrd.Doç.Dr. Levent Küçük, "Tahtayı ilk alırken hiçbir şekilde sağlamlığı konusunda tereddüt yaşanmadıklarını ama yarım saat sonra havayla teması sonrası simsiyah edip kelleşmeye başladığını da gördük ki bu işle havayla temassızlığın cesedin korunmasını uzun süre sağladığını söyleyebilen bir unsur. Tabi bu arada cesede ilaçlanma yapılmış olma ihtimalini de söyleyebiliriz ama cesedin tabutun içindeki konumu itibari ile de sanki öyle bir işleme tabi tutulmamış. Çünkü arkasında bir yastık var, doğrudan çizmeleri ve elbiseleri ile gömülmüş olması öyle bir tahritleme işleminin de pek geçirilmediği izlenimini de uyandırıyor. Ama yine de Tifüs salgınına, veba salgınına bağlı bir ölüm ise üzerine ilaçlama yapma ihtimali de var. Yani uzun süre cesedin muhafaza edilmiş olmasında bunun da etkisini söyleyebiliriz ama tabi bunu tıp söyleyecektir. Belki alınacak bir kemik parçasından enfeksiyona bağlı olarak ölüp ölmediğini adli tıp kurumumuz ortaya çıkaracaktır" açıklamalarında bulundu.
Kaynak: İHA/Olgun Yıldız