KÜLTÜR-SANATHaber Girişi : 21 Nisan 2025 05:17

Zamanın Gölgesinde Kalan Bir Miras: Bagnayr Manastırı

Zamanın Gölgesinde Kalan Bir Miras: Bagnayr Manastırı
Kars ilinin Digor ilçesine bağlı Kozluca köyünde yer alan Bagnayr Manastırı, 10. yüzyıldan günümüze ulaşan nadir Ermeni yapılarından biridir.

"Zamanın Gölgesinde Kalan Bir Miras: Bagnayr Manastırı"

Kars ilinin Digor ilçesine bağlı Kozluca köyünde yer alan Bagnayr Manastırı, 10. yüzyıldan günümüze ulaşan nadir Ermeni yapılarından biridir. Aynı zamanda, bölgedeki dini ve kültürel çeşitliliğin simgelerinden biri olarak, tarihsel ve kültürel önem taşımaktadır.

Tarihçesi

Bagnayr Manastırı, 989 yılında Ermeni Prens Vahram Pahlavuni tarafından inşa ettirilmiştir. Manastırın adı, Ermenice “ateş sunaklarının mağarası” anlamına gelen “Bagnayr” kelimesinden türetilmiştir, bu da bölgede daha önce bir Zerdüşt mabedinin varlığını düşündürmektedir.

Mimari Özellikleri

Manastır kompleksi, düzgün kesme tüf taşından inşa edilmiştir. Ana kilise, Surp Astvatsatsin (Kutsal Meryem Ana Kilisesi) olarak bilinir ve 1042 yılına tarihlenen bir yazıta sahiptir. Manastırda ayrıca, 1201 tarihli büyük bir zhamatun (toplanma salonu) ve 9. veya 10. yüzyıla tarihlenen altıgen bir şapel bulunmaktadır. Bu yapılar, Ani'deki Horomos Manastırı ve Menucihr Camii gibi örneklerle benzerlik gösteren muqarnas süslemeleriyle dikkat çeker. 

Ulaşım Bilgileri

Bagnayr Manastırı, Kars il merkezinin yaklaşık 7 kilometre batısında, Kozluca köyü yakınlarında yer almaktadır. Ziyaretçiler, Kars il merkezinden kara yolu ile Kozluca köyüne ulaşarak, manastırın kalıntılarına kısa bir yürüyüşle erişebilirler.

Görseller

Manastırın 19. yüzyılda çekilmiş fotoğrafları, yapının o dönemdeki ihtişamını göstermektedir. Günümüzde ise harabe halindeki yapının fotoğrafları, geçmişin izlerini ve korunması gereken mirası gözler önüne sermektedir.

Sonuç

Bagnayr Manastırı, Kars'ın zengin kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Ancak, günümüzdeki harabe durumu, bu mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğini göstermektedir. Yetkililerin ve toplumun bu konuda daha duyarlı olması, tarihi ve kültürel mirasın korunmasına katkı sağlayacaktır.